
İran-Azerbaycan sınırında, Araz Nehri üzerinde inşası devam eden Ağbend-Kelala Köprüsü, bölgesel ulaşım sisteminin yeniden yapılandırılması ve Güney Kafkasya’nın jeoekonomik dinamiklerinde yeni bir dönemin başlaması açısından en stratejik projelerden biridir. Bu köprü yalnızca iki ülke arasında bir geçiş noktası değildir; Doğu-Batı ve Kuzey-Güney ulaşım koridorlarının kesişiminde yer alan, Azerbaycan ile İran’ın transit rolünü güçlendiren önemli bir jeostratejik altyapı unsurudur.
Köprünün 216 metre uzunluğa, 24,5 metre genişliğe, her iki yönde geniş ulaşım şeritlerine ve en önemlisi günde 1000 kamyona kadar taşıma kapasitesine sahip olması, bunun sıradan bir sınır kapısı değil, bölgesel transit sisteminin gelecekteki ana bağlantı noktalarından biri olduğunu açıkça göstermektedir.
Bu köprünün önemini tam anlamıyla kavrayabilmek için yalnızca Azerbaycan’ın mevcut transit rolünü ortaya koyan gerçek verilere bakmak yeterlidir. Sadece 2024 yılında ülkenin ulaşım koridorları üzerinden taşınan toplam yük hacmi 33 milyon tona ulaşmış, bunun yaklaşık yarısını transit yükler oluşturmuştur. Son beş yılda transit hacmi 2,5 kat artmış ve Azerbaycan’ın transit güzergâhı olarak artan önemini açıkça ortaya koymuştur. 2025 yılının ilk dokuz ayında Doğu-Batı yönünde 12,6 milyon ton, Kuzey-Güney hattında ise 6,7 milyon ton yük taşınmış; bu durum mevcut altyapının zaten oldukça yoğun bir yük altında olduğunu göstermiştir. Bu şartlarda Ağbend-Kelala Köprüsü’nün devreye alınması yalnızca Azerbaycan üzerinden yapılan taşımaları artırmakla kalmayacak, aynı zamanda ülkeye transit pazarında önemli bir rekabet avantajı da sağlayacaktır.
Doğu-Batı koridoruna entegrasyon açısından köprü tamamlayıcı bir rol üstlenmektedir. Çin-Orta Asya-Hazar Denizi-Azerbaycan-Türkiye-Avrupa güzergâhını kapsayan Orta Koridor üzerinden taşınan yük miktarı her yıl artmaktadır. Bu güzergâhtaki yüklerin büyük bölümü Azerbaycan üzerinden geçtiği için yeni geçiş noktalarının açılması koridorun güçlendirilmesi açısından kritik önem taşımaktadır. Ağbend-Kelala Köprüsü, çok kanallı bir transit sistemi oluşturarak tek bir geçiş noktasına bağlılığı azaltacak ve Azerbaycan’a ek esneklik kazandıracaktır. Eğer ülke bu tür paralel güzergâhları zamanında hayata geçirmezse, artan yük akışının bir kısmı Gürcistan ve Türkiye üzerinden alternatif yollara kayacak, bu da transit gelirlerinde kayıplara yol açabilecektir.
Kuzey-Güney koridoru çerçevesinde ise köprünün rolü daha da belirleyicidir. Rusya-Azerbaycan-İran bağlantısını oluşturan bu ağ, yılda 25-30 milyon tonluk küresel ticaret akışı için önemli bir potansiyel sunmakta ve Azerbaycan coğrafi konumu gereği doğal bir transit merkezi işlevi görmektedir. Zengezur Koridoru’nun başlangıç aşamasında 15 milyon tonluk kapasitesi, İran’ın Astara-Reşt-Kazvin demiryolu hattına bağlanması ve Ağbend-Kelala Köprüsü’nün hizmete girmesiyle birlikte güzergâhın rekabet gücü önemli ölçüde artacaktır. Köprünün günlük 1000 kamyonluk kapasitesi – yılda yaklaşık 365.000 araç – bölgenin en güçlü kara ulaşım hatlarından birinin oluşacağına işaret etmektedir.
Ekonomik açıdan köprü hem transit gelirlerini hem de lojistik hizmetlerden elde edilen ek katma değeri artıracaktır. Güzergâhın kısalması lojistik firmalarının maliyetlerini azaltacak ve Azerbaycan rotasını daha cazip hâle getirecektir. Bunun yanı sıra yeni geçiş noktası depo, terminal, ayrıştırma merkezi ve benzeri altyapıların gelişimini teşvik edecek; binlerce yeni istihdam yaratacak ve yüz milyonlarca dolarlık ek ekonomik hareketlilik oluşturacaktır. Dönüşen bu lojistik ağ yalnızca transit ücretlerini değil, tedarik zincirinin her aşamasındaki gelirleri de artıracaktır.
Siyasi ve stratejik açıdan bakıldığında ise köprü, Azerbaycan ile İran arasındaki ilişkilerde güvenin yeniden tesis edilmesine, güvenli ve altyapıya dayalı bir iş birliği platformunun kurulmasına katkı sağlayacaktır. Proje, Azerbaycan açısından Doğu Zengezur’un ekonomik değerini artırmakta ve Nakhçıvan ile daha güvenilir, sürdürülebilir bir bağlantı kurmaktadır. İran için ise bu köprü Avrasya bölgesine alternatif bir transit güzergâhı açmakta, ülkenin bölgedeki jeoekonomik etkisini güçlendirmekte ve yeni ticaret fırsatları yaratmaktadır. Bölgesel ulaşım bağlantılarının güçlenmesi siyasi istikrarı da olumlu yönde etkilemekte; zira ekonomik entegrasyon arttıkça siyasi riskler azalmaktadır.
Tüm bu unsurlar göstermektedir ki Ağbend–Kelala Köprüsü yalnızca bir sınır geçidi değil, Azerbaycan’ın bölgesel ulaşım mimarisinin yeni döneminin temel yapı taşlarından biridir. Eğer altyapı zamanında hizmete alınır ve gümrük prosedürleri uyumlaştırılırsa, köprü Güney Kafkasya’nın transit haritasını yeniden şekillendirebilir. Aksi hâlde projenin gecikmesi veya potansiyelinin tam olarak kullanılmaması Azerbaycan’ın transit rekabetindeki konumunu zayıflatabilir.

Allahverdi Caferov
Tətbiqimizi yükləyə bilərsiniz